TL için Yepyeni Hikayeler Gerekli

Global piyasalarda risk alma iştahı güçlü olmasına rağmen Türk Lirası cinsi varlıklar üzerindeki baskı son günlerde arttı. USD/TL bu hafta rekor üstüne rekor kırdı. İçeride ve dışarıda o kadar çok risk faktörü var ki, hangisinin TL üzerinde daha etkili olduğunu söylemek zor. Moody’s kredi notumuzu indirdikten sonra temel hareket başladı. Moody’s sonrasında USD/TL’deki istikrarlı ve kademeli yükseliş hareketine bakarak piyasa profesyonellerinin iyi pozisyon aldığı yorumu yapılabilir. 2016’ya 2.92 seviyesinden başlayan USD/TL paritesi yılbaşından beri yüzde 9 yükseldi. Türkiye’de yüzde 7’lik bir enflasyon var. Para biriminin ülkedeki enflasyon kadar değer yitirmesi makuldür deniyor. Teorik açıdan yaşanan her fiyat hareketine bir gerekçe bulunur. Ancak 15 Temmuz sabahı USD/TL’nin 2.88 olduğunu hatırlatayım. USD/TL için bugün 3.30, 3.40 gibi tahminler yapanlar, 15 Temmuz öncesinde kurun 2.80’in altına sarkabileceğini söylüyordu. Enflasyon oranı kadar TL değer kaybeder diyen pek yoktu.

Bu hafta başından beri dünyada borsa endeksleri ve dolar yükseliyor. Altın, Japon Yeni ve Amerikan tahvilleri gibi güvenli limanların fiyatları düşüyor. Aslında FBI’ın Clinton’la ilgili soruşturmayı yeniden açacağını söylemesinden sonra yaşanan birkaç günlük satışları ayırırsak, kritik piyasa göstergeleri birkaç haftadır iyi performans gösteriyor. Bakır fiyatı 13 günde yüzde 11 arttı. Çin ekonomisine ve piyasalarına yönelik beklentiler açısından kritik bir indikatör olan Dalian Emtia Borsası’nda işlem gören demir cevheri fiyatı 11 günde yüzde 22 yükseldi. Fed’in aralık ayındaki faiz artışı fiyatlara girmiş gibi gözüküyor. Ek olarak, piyasalar ABD’deki başkanlık seçiminde açık biçimde Hillary Clinton’ın kazanacağını düşünüyor. Gelişen ülkelerin finansal varlıklarına, emtialara yönelik ilginin devam etmesinin başka bir açıklaması yok.

USD/TL’de bundan sonrasını öngörmek kolay değil. Grafiksel açıdan bazı fiyatlar dile getiriliyor da, teknik analiz geçmiş fiyatları kullanarak tahmin yapar. Kurda hemen her gün bir rekor geliyor. Bu seviyeler önceden görülmediği için teknik analiz metotlarını uygulayarak tahmin yapmanın bir yararı yok. USD/TL’de opsiyon piyasasından esinlenmek şu ortamda en iyi yol gibi duruyor. Opsiyon piyasası, USD/TL’de büyük pozisyonlar alan kurumsal yatırımcıların beklentilerini, nasıl pozisyon aldıklarını görme açısından faydalıdır. Dünya’da birkaç hafta önce yayımlanan ‘‘USD/TL’de gerçeklerle yüzleşiyoruz’’ başlıklı yazıyı, ‘‘USD/TL’de 3.10’daki bariyer opsiyon önemlidir. Burası düşerse dolardaki yükseliş hareketi hız kazanabilir’’ cümleleriyle bitirmiştim. Benzer büyüklükteki bir bariyer opsiyon 3.20 seviyesinde de var. Türkiye’nin risk priminin arttığı bir dönemde bariyer opsiyonların fiyatları da yükseliyor. Bunu satın alan yatırımcı vade bitmeden önce fiyatın 3.20’nin üzerine çıkmaması için bölgeyi savunmaya çalışıyor. Çünkü fiyatın 3.20’nin üzerine çıkması opsiyonu değersiz hale getirir. Ayrıca, bu tip büyük miktarlı opsiyonlar bir çekim etkisi de yarattığı için USD/TL spot seviye bu değerlere yaklaşabiliyor.

Dolar borcu olan işletmeler, ‘‘Kur daha da yükselebilir’’ endişesiyle USD/TL’deki geri çekilmelerde dolar alımı yapıyor. Bir nevi risk yönetimi olarak görülebilir. Öte yandan, kurumsal yatırımcılar opsiyon piyasası üzerinden ağırlıklı olarak TL satış pozisyonu açıyor. Yatırımcıların TL’de alım pozisyonları açması için yeni hikayelere ihtiyaç var.

 

Doç. Dr. Atılım Murat

09/11/2016 tarihinde eklendi.
Tüm Blog