Yunanistan Referandumundan Çıkan Dersler

Kalsa bir dert, çıksa ayrı bir dert olacak. Akla gelen ilk soru: Yunanistan’ın euro bölgesinde kalmasının ekonomisine ne faydası olacak? Ülke kemerleri iyice sıkacak. İşsizlik oranı rekor seviyelere yükselecek. ‘‘Yunanistan’ın çıkması, euro bölgesinde bulaşma etkisi yaratır’’ görüşüne saygı duyuyorum. Ancak mütemadiyen cari açık ve bütçe açığı veren bir ekonomiden bahsediyoruz.

Almanya için Yunanistan neyse, Çin için ABD odur. Finansta her işlemin iki tarafı vardır. Sabit kur rejiminde, ABD cari işlemler açığı verirken, Çin fazla verir. AB bir bütün olarak cari işlemler fazlası vermedikçe,  Almanya ve Yunanistan aynı anda cari işlemler fazlası veremez. Almanya bir ihracat devi olmayı sürdürecekse, devasa bir cari işlemler fazlası verecekse, bunun euro bölgesi içinde yansımaları her zaman olur. Almanya’nın cari işlemler fazlası; Yunanistan, İspanya, İtalya, Portekiz gibi ülkelerin cari işlemler açığıdır. Almanya ve Yunanistan’ın aynı birlik içinde yer alması zaten hataydı. Temel sorunların bundan sonra çözülmesi de zordur.

Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) tahvil alım programı başlayalı sadece dört ay oldu. Programa olan güven yüksektir. Risk bu ortamda alınabilir. Tabii Yunanistan’ın kontrollü çıkış sürecinde, AMB’nin Yunan bankalarına olan likidite desteği sürmelidir. AMB kenara çekilip, ‘‘Yunanistan bankacılık sektörünün ne hali varsa görsün’’ derse, bulaşıcılık etkisi bir kez daha tecrübe edilir. 2008’de Amerikan finans sistemini çökerten Lehman Brothers benzeri bir saçmalık yaşanmamalıdır.

Drahma’ya dönüş halinde, para birimi hızla değer kaybeder. Yunan halkının yaşam standartları düşer. Enflasyon yükselebilir. Ancak para biriminin bir noktada dengesini bulması, devalüasyonun enflasyon etkisini azaltabilir. Merak edenler, İzlanda’nın 2009’daki devalüasyonuna ve sermaye kontrollerine bir rehber olarak bakabilirler. Arjantin’in 2001’de temerrüde düşmesinden sonra yaşananlardan da feyzalınabilir. Arjantin hükümeti o dönemde baskıyla, Arjantin Pezosu cinsinden olmayan banka mevduatlarını yapılandırmıştı. Bunun sonucunda da büyük eleştirilere maruz kalmış, hatta hırsızlık yapmakla suçlanmıştı. Ancak pezonun bir değişim aracı olarak tekrar kullanılması ve doların ekonomideki hakimiyetinin kırılması için bu hamle gerekiyordu. Yeni Drahma da bu şekilde düşünülebilir. Drahmanın güven kazanması için, hükümetin vergi uyumu politikasıyla desteklenmesi lazım. Yunan oligarklar, paralarını ülke dışına çoktan çıkardılar. Atılacak doğru adımlardan sonra, yeniden sahip olma dalgasıyla, ucuzlayacak varlıkları almak için zenginler paralarını geri getirebilirler. Yunanlıların bir kısmı euroyu para birimi olarak kullanmaya devam edebilir. Hükümet, ‘‘Vergilendirmeyi ve bütün ödemeleri Yeni Drahma cinsinden yapacağız.’’ diyerek kararlılığını gösterirse, euronun kullanımı zaman içinde azalabilir.

Yeni Drahma’nın milli para birimi olmasından sonra gayrimenkuller iyice ucuzlayacak. Emeklilerin dünyadaki yeni adresi Yunanistan olabilir. Bu noktada ABD’nin emekli cenneti Florida eyaleti aklıma geliyor. Kaldı ki, Yunan adalarının güzelliğiyle Florida kıyaslanamaz. Maliyetler düşük olacağı için; bilimsel araştırma merkezleri, Avrupa ötesi sanat fakülteleri ve merkezleri kurulur. Çin ve Hindistan kadar olmasa da, Yunanistan bilgi teknolojisi alanı yatırımlarına ev sahipliği yapabilir.

Yunanistan açısından kolay bir yol yok. Euro bölgesinde kalırsa, mevcut sistem değişmeyeceği için, kemerlerin daha da sıkılmasıyla ekonomik buhran sürecek. Eurodan çıkarsa, yine büyük riskler var. Çıkıştan sonra ekonomik toparlanmanın bir garantisi olmasa da, en azından gelecek adına bir şans yaratılır. Facebook’un yaratıcısı Mark Zuckerberg’in, ‘‘Başarısız olmaya mahkum tek strateji risk almamaktır’’ sözünü çok severim. Yunanlıların yüzde 66’sı risk alarak, ülkelerine bir şans tanıdı.

 

Doç. Dr. Atılım Murat

09/07/2015 tarihinde eklendi.
Tüm Blog